Hindistan’dan Nepal’e geçiş ve Buda’nın dünyaya geldiği şehir : Lumbini

0

Varanasi’deki ilginç(!) günlerimin ardından Hindistan’dan ayrılış vaktim geldi çattı. Sınırdan yürüye yürüye Nepal’e geçiş yapacağım.  2 Haziran sabahı Varanasi’deki hostelimden ayrılıp rikşayla tren istasyonuna doğru yollandım. Rikşa şoförü  çılgınca korna çala çala ilerliyordu yollarda, her önümüze geleni çılgınca sağlıyorduk. ( Hindistan’da trafik soldan akıyor ). Tren istasyonuna vardığımda baştan anlaştığımız parayı uzattım adama, suratında takındığı pis sırıtışla “rikşa şoförünün bahşişi?” diye sordu bana, beni çok çabuk getirmiş istasyona o yüzden bahşişi hak ettiğini düşünüyor. Şimdi anladım o korna çalmaların delicesine hızlı gelmelerin sebebini… Sırtıma kocaman çantaları takmaya çalışırken bi yardım edeyim şu kızcağıza deme sen sonra sırıta sırıta bahşiş işte, pışşşık dedim döndüm arkamı, bi küfür yedim arkadan ama Hintçemi o kadar ilerletemediğim için anlayamadım tabi ki 🙂

Hindistan’dan Nepal’e geçiş

Yolculuğum Gorakhpur’a, hızlı trene bindiğim için yolculuk 3,5 saat civarı sürecek, yatmama gerek yok 3 saat otura otura giderim dedim, ayrıca klimaya falan da gerek yok 3 saat dediğin ne ki dedim, demez olaydım ama ne yazık ki dedim…

Terler alnımdan şıpır şıpır damlıyor, biraz camdan bakayım diyorum gördüğüm manzaraya güleyim mi tiksineyim mi bilemiyorum: İstasyonun karşı tarafında bir kadın 3 yaşlarında çocuğunu tutmuş raylara doğru kakasını yaptırıyor, benim tarafımdan görülen manzara iki küçücük lobun arasından aşağı doğru kayan incecik sicim gibi kahverengi parçacık 🙂 Neyse diyorum içeri bakayım ben en iyisi, yanımdaki velet zırlamaya başlıyor. Orta kattaki yatağı indirip veleti orada uyutmaya karar veriyor pek muhterem anneciği. Bende de nasıl bir iyi niyet varsa ufaklık ağlamasın diye sesimi çıkarmıyor bir süre iki büklüm bir halde yoluma devam ediyorum. Neyseki babası çektiğim ızdırabın farkına varıp yatağı tekrar koltuk durumuna getiriyor bir süre sonra da eziyetim bir nebze olsun son bulmuş oluyor.

Gorakhpur’a varınca sora sora Sonali‘ye gideceğim otobüsü buldum. ( Aman tren saatlerinizi ayarlarken dikkatli olun, geceyi Gorakhpur’da geçirmemeye özellikle özen gösterin. Pek tekin bir yer olmadığı söyleniyor. ) Yerel bir otobüs, sırt çantam çok büyük, otobüsün tavan kısmındaki bölmeye sığmıyor , yanımda tutuyorum o yüzden. Sonali’ye kadar yolculuk 3 saat falan. Çantama laf ediyorlar, en sonunda 2 bilet parası vermeyi öne sürdüm, o zaman kimse gıkını çıkaramadı. Kötü de hissettim kendimi yol boyunca , millet ayakta gelirken ben bir kişilik yeri çantamla zapt ediyordum ama başka da alternatif üretemedim kendime. Yine ter içinde berbat bir yolculuğun ardından Sonali’ye vardım.

Sonali Nepal sınır kapısının olduğu ufak bir kasaba. Bisiklet rikşalardan biriyle anlaştım.  ( hiç gerek yok rikşaya, beni uzak diye kandırdı namıssızlar 🙂 )Yol üzerindeki Immigration Office’e geldim, Hindistan’dan çıkışımı yaptım, bu sırada rikşacı beni dışarıda bekledi 2 dk daha yol gittikten sonra Nepal sınırındaydım. Vize ofisine gidip 1 aylık Nepal vizemi aldım. Pek neşeli hoş sohbet amcalardı içeridekiler. Bir fotoğraf ve 40 dolar ücret yeterli 1 aylık vize için.

Vizemi aldım, ofisten çıktım, yürümeye başladım, arkamı döndüm, Hindistan’a bir elveda dedim, bana öğrettiği her şey için teşekkürlerimi sundum ve yürüye yürüye Nepal sınırını geçip Nepal’e girişimi yaptım.

LUMBİNİ: BUDA’NIN DOĞDUĞU ŞEHİR

Sınırı geçtikten sonra Lumbini’ye giden otobüsü buldum, 2 vesaitle gidebiliyorum. Sınıra yaklaşık 1,5 saat mesafede.Yine terli vıcık vıcık bir yolculuğun ardından Lumbini’ye vardım. Birkaç hotele sorduktan sonra çok da fazla dayamayarak Hindistan’da ödediğim fiyatlara göre pahalı denebilecek bir hotele okey dedim. 1000 rupee fiyatı Hindistan’da hiçbir otele vermedim ben, tabi Nepal Rupeesi Hindistan Rupeesine göre daha ucuz. Aslında bakarsanız 1000 rupee= 20 lira, 20 liraya televizyonlu, klimalı , wifi olan, 3 kişilik kocaman tertemiz bir odada kalıyorum, Türkiye şartlarında ucuzdan da öte ama burada biraz, yok yok ne birazı bayaa bayaa pinti oldum ben 🙂

Lumbini Buda’nın doğduğu şehir. Buda’nın doğduğu ağacın yerine bir tapınak yapılmış,  o güzelim ağacın üzerine betondan bir tapınak yapmak kimin aklına geldi bilmiyorum  ( Mayadevi Temple )

100_1690

Ve bu tapınağın etrafına onlarca tapınak yapmışlar. Bu bölge Sacred Garden olarak anılıyor,kocaman bir bahçe diyebilirim, her yer yemyeşil. Birçok farklı ülkeye ait birbirinden güzel Budist tapınaklarını burada ziyaret edebilirsiniz. Alman Tapınağı, Fransız Tapınağı, Tayland Tapınağı, Çin Tapınağı,Kore Tapınağı, Japon Tapınağı, Nepal Tapınağı, Hindistan Tapınağı, Myanmar Tapınağı…

100_1666

100_1669

100_1670

Sacred Garden da UNESCO Dünya Mirasları listesinde yer alıyor. Gezerken kendinizi cennette hissediyorsunuz, öyle güzel , hem yeşil hem rengarenk…

100_1684

100_1686

100_1688

Bisikletli rikşa şoförlerinden biriyle anlaşırsanız size tüm tapınakları gezdiriyor ve az buçuk bilgisi ve az buçuk İngilizce’siyle size tapınaklar hakkında bilgi de veriyor. Gerçi gezinin sonunda anlaştığınız paranın bir o kadarını da kendine rehberlik ücreti olarak sizden talep ediyor ama değer 🙂

100_1702

Fotoğrafta görünen kafasında havluyla gezen zat rikşa şoförüm 🙂

100_1705

Çin Budası, gelecekteki Buda olduğuna inanılıyor. Laughing Buddha adıyla da anıldığını duydum.

100_1706

Çin Tapınağı’nda savaşçıların heykelleri her bir yanda, farklı bir Budizm inanışı hakim Çin’de.
100_1708
100_1707
100_1711
100_1714
Tüm bu güzelliklerine rağmen Lumbini Haziran ayında gidilecek en son yerlerden birisi. İnanılmaz bir sıcak. Ve gün içerisinde Nepal’de kesilen elektrikler size hayatı zindan ediyor.Genellikle 2-6 arası elektrik kesintisi oluyor. Sıcak , hotelin içi yanıyor, dışarı çıkılmıyor sıcakta, elektrik olmadığı için klimalar da çalışmıyor. 2 günden fazla dayanamayıp ertesi sabah erkenden Pokhara biletimi aldım ben. Buraya sanırım Ekim civarı falan gelmeli. Siz siz olun benim yaptığım gibi Haziran sıcağında Lumbini’ye adım atmayın;)

(yazı tarihi : Ağustos 2014 )

CEVAP VER

Please enter your comment!
Please enter your name here