Yurtdışında Yaşamanın Zorlukları

15

Türkiye’den çekip gitmeyi çok kez düşündüm ben. Denedim hatta bunu. Avustralya’ya giderken artık bir daha geri dönmemek üzere çıkmıştım yola ama döndüm dolandım yine geldim doğduğum ülkeye.Yurtdışında yaparım zannedip yapamamamın birçok nedeni vardı. Belki benim sıkıntılarımın bir kısmı birçok insanla ortak, bir kısmı bana özgüydü.

Yurtdışında ne gibi sıkıntılar yaşayabilirsin tamamen kendi görüşlerimden oluşan bir liste hazırlamak istedim.

1- Gittiğin ülkenin kültürüne alışmak

Bambaşka topraklara gelmişsin, öyle ilkokul çağında değil kocaman adamsın/kadınsın. Şimdiye kadar içinde yaşadığın kültürden çok daha farklı. İnsanların sana gülümsemesi bile garip gelecek bazen. Ya da belki ilişkilere bakış açılarını yadırgayacaksın, arkadaşlık kavramları seninkinden farklı olacak, aile düzenlerini garipseyeceksin, konuştukları dili anlamayacaksın, güldükleri espriler bayat gelecek, yediklerini yemekleri kendi ülkendekilerle karşılaştırıp eleştireceksin… belki şöyle belki böyle.

foreigner

Sıfırdan bir hayat kuracaksın. Türkiye’deki hiç bir iş deneyiminin burada anlamı olmayacak muhtemelen. En alttan başlayıp yükselmeye çalışacaksın, kendini kabul ettirmeye çalışacaksın ülkeye. Bir yandan yeni bir kültüre alışırken bir yandan yeni bir hayat kurmak için çok çalışacaksın çok… Güçlü olman gerek.

güçlü

2- İkinci sınıf vatandaş olmak

İster Tayland, Hindistan, Nepal gibi daha az gelişmiş bir ülkeye git, istersen Avustralya, Amerika gibi gelişmiş bir ülkeye şunu unutma; orada ikinci sınıf vatandaşsın. Öncelik her zaman o ülkenin kendi vatandaşında.

Seni aşağıladıklarından, hakaret ettiklerinden falan bahsetmiyorum ama yine de oraya ait olmadığını sana hissettiriyorlar. Zaten sen kendin de bu farkı hissediyorsun. Zamanla aşacaksın ya da alışacaksın belki de…

Ha faşistlerle de karşılaşabilirsin, bunlardan da bolca var.

farklı

3- Çalışılacak işler

Eğer gelişmiş bir ülkeye gittiysen ve çok ciddi bir eğitimin yoksa (eğitimle bir üniversiteden mezun olmayı kastetmiyorum, bir konuda master, doktora yapmak, uzmanlaşmış olmaktan bahsediyorum. Aksi taktirde senin Türkiye’deki mühendislik, avukatlık diplomanın oralarda sana bir faydası yok. ) ya da uzmanlaştığın bir alan yoksa o ülkenin vatandaşlarının yapmak istemediği işleri yapmak durumundasın. Kendi uzmanlaştığın işi yapabilmek için de o ülkenin dilini anadilin gibi konuşabilmen gerekebilir, hatta bazen daha iyi. IELTS’te bir İngiliz’in bile rahat rahat alamayacağı puanları alman istenebilir senden. Hayalindeki işi yapmayı unutman gerekebilir.

dream-job

Ya da Türk komünlerini bulup kebapçılarda çalışma şansın da var tabi, bu daha hoş geliyorsa kulağına tercih senin. Türk mahallelerinde Türkiye’dekinden daha berbat bir hayat yaşama ihtimalin de var.

4- Yalnızlık

Dostlarından, ailenden, sevdiklerinden uzaktasın ve kocaman bir insan olarak geldiğin bu ülkede öyle kolay olmayacak çevre edinmen. Bi kere zaten geldiğin kültür farklı, belki seninle aynı toprağın kültürünü paylaşan  ama hayat görüşü senden çok daha sığ olan, daha az okumuş, daha az bilgili arkadaşların olacak, ya da belki geldiğin kültürü bir yana bırakıp izlediğin Amerikan dizilerinden öğrendiğin hayatı kendi hayatınmış gibi sunacak ve hayat görüşü senin gibi olan arkadaşlar edinmeye çalışacaksın. Ama her iki tarafa da ait hissetmeyeceksin kendini hazır ol buna. Çünkü sen Türkiye vatandaşı olarak ne Doğusun ne Batısın…

Leyla ile Mecnun ya da Kardeş Payı izleyip seninle gülecek bir insan arayacaksın etrafında mesela. Ne kebapçı arkadaşın anlayıp gülecek seninle, ne de Batılı modern arkadaşın.

Kendi ülkende iyi kötü bir entellektüel çevren var, senin gibi insanlarla birliktesin, özleyeceksin bunu çok… Benzer arkadaşlar bulma şansın da var tabi, ve eğer işte o arkadaşları bulacak kadar şanslıysan sımsıkı sarılacaksın onlara, kardeş gibi olacaksın.

yalnız

Canın sıkılıp ağlamak isteyeceksin bazen, seni anlayacak kimse olmayacak etrafında.

Ece Temelkuran’ın bir kitabında rastladığım, beni çok etkileyen bir söz:

“Dilini bilmediğin bir yerde ağlamak fenadır, çünkü seni senin dilinde susturacak kimse yoktur.”

5- Ülken, sen nereye gidersen git seni takip edecek

Türkiye’den geldiğini söylediğince çok hoş karşılanmayabilirsin. Hükümetin yaptıkları yüzünden suçlanabilirsin bazen. Bir de koyu tenli ve sakal bırakan bir arkadaşsan şeriatçı damgası yemen çok da zor değil.

Elinde TC pasaportu olduğu taktirde havaalanlarında bekletileceksin, süpheli yaklaşılan kişi olacaksın, bazı ülkelere giremeyeceksin, bazı ülkelerden vize alamayacaksın. Yani sen yurtdışına kaçsan da başka bir ülkenin vatandaşlığını alana kadar bu sıkıntılardan kurtulamayacaksın. O vatandaşlığı vermek için de kimse kollarını açmış özlemle, sevecenlikle seni beklemiyor, biliyorsun değil mi?

pasaport

Yurtdışında belki çok daha farklı deneyimler yaşayan arkadaşlar vardır. Belki yazdıklarıma karşı çıkacaksınız, çıkın lütfen, sizin de deneyimlerinizi dinlemek isterim. Bunlar benim gözlemlerin, seninkiler farklıysa, daha iyi ya da daha kötüyse paylaş lütfen, senin fikirlerine ve deneyimlerine de ihtiyacımız var.

Ya da belki sevdiklerini, aileni, düzenini bırakmak zor geliyordur.Belki onları çok özleyeceksindir, ya da belki onlar ateşin içinde yanarken kendini kurtarmanın bi anlamı yoktur senin için. Gitmemek için bahaneler arıyorsundur. Al işte senin için bir sürü bahane sıraladım.  Önceliklerini belirle ,ama şunu da unutma; bu ülkede ne yazık ki ölüm hepimize çok yakın oldu artık…

Ha ben bu yukarıdaki zorlukları göza alıyorum dersen şu aşağıdaki linklere bir bak o zaman derim:

Avustralya Vatandaşı Olmanın Yolları

Avustralya Çalışma ve Tatil Vizesi

15 YORUMLAR

  1. Merhaba Burcu, blogunu takip ediyordum bu yazini da ilgiyle okudum. 6 aydir Munih’te yasayan biri olarak benim simdiye kadarki izlenimlerim seninkinden biraz daha olumlu, sanirim Avrupa bize okyanus otesi ulkelerden daha yakin. Benim fikirlerimi hayatveseyahat.com/turkiyeden-gitmek-cozum-mu yazimda anlatmistim. Sevgiler

  2. Bizde 7 yıl ingilterede yaşadık. Aynen bunlar oluyor. Ama dönüncede ii olmadı. Bu seferde başka problemlerle karşılaştık. Kendi fikrim, ya hiç gitmeyin yada gitmişseniz dönmeyin. Hayat bu yap boz değil.

  3. Burcu, güzel kardeşim benim. Yazını çok beğendim. Süper gözlemler. Bende yazını Facebook’la paylaştım. Şöyle yorumlayarak:

    Bir can arkadaşım paylaşmış. Bu yazı o kadar doğruki 12 sene olmasına rağmen hepsine hala katılıyorum. Paylaşmadan edemedim. Eğer yurtdışına kaçmayı planlıyorsanız mutlaka önce linkteki yazıyı okuyun sonrada benim aşağıdaki yorumlarımı:

    1. Kesinlikle ne kadar iyi bilirsen bil o ülkenin dilini, kültür tamamen farklı birşey. Söylenenleri anlıyorsun ama sana komik yada anlamlı gelmiyor. Bahsettikleri, onların çocukluklarında yaşadıkları duyguyu yaşamam mümkün değil.
    2. Kesinlikle konumun ne olursa olsun bazı anlar geliyorki tamamen arka kapının dış mandalı oluveriyorsun.
    3. Ben de ilk gittiğimde üniversitede okurken üniversitenin kantininde çalışmıştım. 32 yaşında Müdür olarak geldiğim Amerika’da başıma galoş geçirip sandviç hazırlamak baya bi kültür şokuydu.
    4. Bu konuya hiç girmeyelim. Beni hala ağlatır 😞
    5. Amerikan vatandaşı olmama rağmen Türklüğüm değişmedi, değişmez. Hala her fırsatta elimden geldiğince ülkemi tanıyıp, savunuyorum. Tabiki onlarda Türkiye ile ilgili birşey olursa beni tek başıma sanki bütün Türkiyeymişim gibi düşünüp, ona göre davranıyorlar. Bu da asla değişmez.

    Sonuç olarak bunların yanısıra gerçekten de çok güzel yanları da var yurtdışında yaşamanın. Özellikle bir düzen kurduktan ve çevre edindikten sonra biraz daha kolay geliyor bütün bu zorluklar.

  4. Yazdığınız herşeye katılıyorum bende yurt dışında yaşamaya başlamış biri olarak bir yıl geçmesine rağmen hiç alışamadım ve sanırım alışamayacağım da herşeyi yabancı herşeyi bana çok uzak dönmekte mümkün gözükmüyor

  5. Dediklerine harfiyen katılıyorum kardeşim. Ben Ukrayna’ya bir çok kez gittim orda yaşadım kız arkadaşım ukraynalı olduğu için yanına gidip kalıyordum. İnancın olsun yerleşmek amacı ile gittim ama o kadar pişman oldum ki herşey iyi güzel ama O Yalnızlık hissi kadar kötü birşey yok. Ailen’den arkadaşlarından uzaklık hissi çok kötü birşey. Gurbet ayrı birşey bu Yurtdışın’da yaşamak daha ayrı birşey. Dışarı çıkıyorsun değişik tipler hepsi sarışın robot gibi insanlar sokaklar’da in cin top oynuyor kimse kimse ile konuşmuyor herkes işin de gücünde, İki gülüp laf edebileceğin hiç kimse yok. Ve bu o kadar zor ki gerçekten anlatılması çok güç. Ve insanlar türk olduğun için seninle çok konuşmuyor. Hele ki telefonu eline alıp instagrama facebook’a falan girdiğinde arkadaşlarının resimlerine baktığında paylaştığı hikayeleri fotoğrafları gördüğün de o kadar üzülür o kadar iç çekersin ki bunu en iyi yurtdışında yaşayanlar bilir. çok farklı kültür değişik bir dil konuşuluyor. İnsanlık ve saygı çok fazla var ama herşey bununla bitmiyor işte. Alışılması çok zor, Alışmak için türk arkadaşların’da olacak yoksa çok çok zor..

  6. O kadar yorum yazdım sistem bile kabul etmedi errror verdi. Tabi hayat denen bu süreç zaten zorlu bir süreç insan dediğin varlık zaten ilk önce emekleyip sonra yürüyor, yurt dışı tabi zorlu süreç ana bunu böyle sanki yola çıkmayın der gibi yazmak, bence hoş değil, neyse arkadaş umudu olan hayat enerjisi gitmek olan durmaz zaten yol açık yola çıkın rastgele selamlar ✌️

  7. Ben de yazdıklarınıza katılıyorum. Bu konuda diğer insanlarda benim givi deneyim mi ediniyor acaba diye internette arama yaptım ve bu yazıya rast geldim. Demek ki yalnız değilmişim.. ülkeden hiç gitmemek en iyisi gidince de değerini çok çok iyi anlıyoruz. Normal günlük basit görünen bir çay ve simit bile aslında ne özleniyormuş ya diyor insan.. hele ki insanların yapısı çok çok farklı..

  8. Bu yazını okudum ve bende kendi yaşadıklarımı paylaşmak istedim. Ben Azeri bayanım, 6senedir Türkiye’deyim. Dinimiz,dilimiz,ırkımız aynı. Amma bu yazdıklarınızın hepsiyle karşılaştım. Yurtdışına göç eden, sıfırdan başlamayı ve kendi memleketindeki gibi olmayacağını anlamalı. Ben şikayet etmiyorum,iyiki geldim, amma tüm sorunları yaşadım bu 6senede.

  9. Burada yazdıkların yaşadıklarının hepsini birebir bende yaşıyorum,5 yıl oldu yurtdisindayim,evlenip geldim,ama hâlâ alışamadım,geri donucem galiba,kafam hep karışık

  10. Ben aslında bir gönüllülük programı için şu anda Avusturya’dayım ve acaba kalsam mı falan diye düşünüyordum. Kaldı ki kalma şartları da çok zor kolay değil. Ama yine de denesem mi fırsat varken diye düşündüm. Daha önce yurtdışında yaşamayı hep istiyordum ama gördüm ki yurtdışı sadece böyle kısa süreli değişim programlarına gidip hayatını yaşamak tecrübe edinmek için güzel. Yalnızlık en büyük eksisi bu işin. Burada ben bir sürü milletten her kademeden ve statüden insanla tanışma şansına sahip oldum ve hepsinde o aynı burukluk var. Mutlu da olsalar, bir süre sonra alışmış da olsalar o bağ bir şekilde kopmuyor ve arada derede saçma sapan bir hayat yaşamaya başlıyorsun. Kafan hep karışık oluyor. Ve bazıları böyle mallaşmış resmen artık garip bir şey olmuş o yalnız hissetme halinden.
    Ben en son dedim ki kendi kendime varsın Türkiye’de standardım olmasın, yılda varsın iki kere et yiyeyim, arabam olmasın ama ailemle, sevdiklerimle oturup şöyle karşılıklı çay içip sohbet edebileyim. O muhabbet her şeye bedel. Bir süre sonra o yüksek standart araba ev vs hepsi önemini yitirecek anlamsız gelecek. Ama sevdiklerimizden ayrı geçirdiğimiz aylar yıllar ne yapsak da geri gelmeyecek.
    Son olarak da bir de şu aklıma geldi düşünürken. Mesela bir gün bir şey olsa ayağım falan kırılsa hastanede yatmak zorunda kalsam. Odada tek basıma, kız arkadasım bile olsa anlamsız, annem babam gelemiyorsa cıkıp ertesi sabaha, uzaksa şunu sorarım kendime: Ya ben burda ne yapıyorum?Ne işim var? Ne için kim için? Değer mi?
    Ve bu yüzden kararımı verdim. Aile daha ağır bastı. Türkiye’de da hayatım kötü gitmezse çok ekstrem bir şey olmazsa yurtdışında temelli yaşamayı düşünmüyorum.
    Ek de bir izlenimimi paylaşmak isterim. Evlenip gelmiş ne kadar insan tanıdımsa hepsi neredeyse pişman. Aslında hepsi ama birine sormadım hiç yeni geldi geçenlerde buraya o yüzden neredeyse diye ekledim. Yani evlenip gitmek sıkıntı arkadaslar söyleyeyim. Her zaman güzel sonuçlanmayabilir.
    Ben de benim gibi düşünen var mı diye ararken burayı buldum ve arkadaşın yazdıkları son derece doğru. Bunları göze almak lazım.

  11. Çok gerçekçi yazmışsın Burcu! Bir çok ağdalı yazıdan sonra iyi geldi.

    Ben Kanada’da yaşıyorum. Her insanın kendi önceliklerine, şartlarına ve karakter yapısına göre değişik deneyimler elde edeceğine inanıyorum. En mesela ; yalnız başına gitmek vs sevgili/eşle gitmek arasında dağlar kadar fark var ya da yurt dışına giden 2 ayrı çift örneğinde birileri kalmaya devam ederken diğer çift dönmek isteyebilir gibi. Yurt dışı konusu biraz “öznel” lik kapsıyor olup kimsenin kimseden etkilenmeden hareket etmesi lazım diye düşünüyorum.
    Sevgiler,

CEVAP VER

Please enter your comment!
Please enter your name here