Himalayalar: Annapurna Etrafında Trek (Günlük bölüm 1)

1

Üzerimde çok etki bırakan anıları yazmak beni hep zorlamıştır. Bu anımın üzerinden 2 seneden fazla zaman geçti, nedense bir türlü yazamadım. Bu aralar dağlar aklımı yine fazla kurcalıyor, dağlar yine beni çağırıyor, yeni hayaller yeni planlar kuruyorum dağlara dair. İşte bu dönemimde dağlarda geçirdiğim deneyimleri daha çok anar oldum. En sonunda Himalayalar Annapurna Etrafında Yürüyüş deneyimimi yazmaya , yazarken hatırlamaya , hatırlarken hayallerimin içinde tekrar tekrar yaşamaya kadar geldi durum.

Himalayalarda dağlarda geçen 17 günün hikayesi bu, 5415 metreye çıkarken ve oradan inerken yaşadığım anıların hikayesi. Dağda tuttuğum günlüğü buldum eşyalarımın arasında, onun da yardımıyla anlatmaya çalışacağım bu zamanı.

nepal-annapurna

Yalnız değilim bu yolculukta; 4 kişiyiz. Raphael ve Dominique; Hindistan’da Tushita Meditasyon Merkezi’nde sessizlik inzivası sırasında konuşmadan bağ kurduğum, sonrasında da çok yakın dost olduğum iki güzel insan. Rapha Fransız Kanadalı, Domi Arjantinli. Thakur; Hindistan’da SVYASA Yoga Üniversitesi’nden arkadaşım, Nepal Pokharalı ama o da bizimle birlikte Himalayalara ilk kez çıkacak, onun varlığı dağda köylülerle iletişim kurmakta zorlandığımızda çok işimize yaradı 🙂

Pokhara’da yürüyüş için izin işlemlerimizi tamamladık. Thakur bizim rehberimiz gibi davrandı ve rehberli yürüyüşçü kategorisine dahil olmuş olduk. Thakur’un bize böyle bir yardımı neden yaptığının sebebini daha sonra anlayacağız, ki böyle bir şeye de gerek yoktu aslında.

Fiyatlar konusunda bilgilendirmeye Nepali Rupeesi üzerinden yapacağım. 100 Nepal Rupeesi : 2,8 TL ‘ye tekabül ediyor. ( eylül 2016 kuruyla )

7 Haziran

Pokhara’dan öğlen civarı yola çıktık, yürüyüş rotasının başlangıç noktası olan Besisahar‘a sıkış tepiş zorlu bir otobüs yolculuğunun ardından vardığımızda saat 8 olmuştu. Bu akşamı burada geçirmek zorundaydık. Pis, izbe bir otel bulduk, bu saatte ve bu küçük kasabada bunu bulabildiğimiz için bile şanslıydık aslına bakarsanız. Geceliği 400 Rupee’ye 3 kişilik bir oda tuttuk. Thakur Nepalli olduğu için kendini bizim rehberimiz olarak tanıttı, ona ücretsiz bir oda verildi, burada işler böyle yürüyormuş onu anladık:)

Otelde tropik ormandaymışçasına rengarenk, ilginç cinste böcekler duvarlarda, camlarda bize selam verip duruyordu, ama akşam yemeğimizi burada yemekten başka çaremiz yoktu. Nepal’in tek yemeği Dal Bhat ile doyurduk karnımızı. Dal Bhat dediğim şey de şu ki: ortada bir kase pilav, yanında da mercimek yemeği (dal)  ve artık o mevsim ve o bölgede ellerinde ne varsa o sebzelerinden yapılan bir kaç çeşit yemek.

Akşam uyumak için odalarımıza çekildiğimizde odada bizi bekleyen misafirleri dışarı çıkarmak için uzun bir süre uğraşmamız gerekti. 2 adet uçuşan hamamböceğini üzerine kap kapatıp, altına kağıt geçirerek kabın içerisine hapsedip, sonra da camdan atma başarısını gösterdik sonuçta. Ne kimse yanlış yerde yanlış zamanda bulunduğu için öldü, ne de kimse gece uykusuzluk çekti, iki taraf için de mutlu sonla bitti gece. Girdik uyku tulumlarımızın içine, günün ilk kritiğini yaparak uykularımıza daldık.

1. Gün: 8 Haziran

Sabah güne meditasyonla başladık. Yarım saat erken kalktık, yataklarımızın içinde zihnimizi sakinleştirerek güne başladık. Bu güzel insanlarla bu yolculuğa çıkacağım için kendimi çok iyi hissediyordum.

Besisahar’da yola çıkmadan önce yolluk olsun diye kuruyemiş, bisküvi alışverişimizi yaptık ( doğa yürüyüşlerinde kaybettiğiniz enerjiyi geri kazanabilmeniz için en çok ihtiyacınız olan şey kuruyemişler, aklınızda bulunsun ). Sonrasında kahvaltımızı ettikten sonra 10:45’te yola koyulduk. Rotanın başında bekleyen görevli askerlere kaydımızı yaptırdık. Güzergah boyunca belirli notalarda yoklama vermek zorundayız. Böylece dağda kaybolan ya da başına bir şey gelen olursa harekete geçilsin. Thakur rehberimiz gibi davranarak işlemleri halletti hepimizin yerine.

İlk hedef Khudi’ye yaklaşık 2 saatte vardık, 7 km’lik bir yol.

100_1734

Yolda yeriz diye fazladan alıp poşet içinde çantamıza asarak taşıdığımız muzlar yolda ziyan oldu. Baktık gördük çürüyecek gibi yolda gördüğümüz çocuklara dağıttık.

100_1751

Öğle yemeği yedik mi, nerede yedik hatırlamıyorum. Başlangıç yolu düz, yokuşsuz olduğu için çok zorlu değildi, ama biz kondisyonsuz olduğumuz için dinlene dinlene yol aldık. Dağların eteklerindeydik henüz, hava sıcaktı, her yer yeşillik ve bu yemyeşil dağ manzarasında yürümenin keyfi pek güzeldi. Daha ilk günden ilk yağmurumuzu da yedik. Aslında trekking zamanı olmayan, muson yağmurlarının başladığı bir zamanda yürüyoruz biz. Bu dönemde karşımıza çıkacak sülüklere karşı uyarıldık, ama henüz böyle bir sorunla karşılaşmadık.

Sülük değil ama yolda karşıma çıkan parıldayan taşlar fazlaca dikkatimi çekti.

img-20140609-01533

Gün sonunda 17 km yol yürüyüp 18.30 civarında bugünkü hedefimiz Bahundanda’ya vardık.

Köyde kalacak bir misafir evi aramaya başladık, fiyatlar ucuz. İki kişilik oda 100 Rupee yani 2 lira, ama yemekler pahalı. Pazarlık yaparak 300 rupeelik Dal-bhat’I 200 Rupee’ye yedik. Yol boyunca yeme, konaklama işlerimiz hep pazarlıkla yürüdü zaten.

Akşam çok yorgunduk, buz gibi suyla duşumuza aldıktan sonra 10’da uyuyakaldık. Yarınki hedefimiz 23 km , bakalım gerçekleştirebilecek miyiz 🙂

2. Gün: 9 Haziran

Sabah güne erken başladık. Kahvaltımızı ettikten sonra yola koyulduk hemen. Normalde haritaya göre 1,5 saatte gitmemiz gereken Ghermu’ya 1,5 saatte geldik de bu Ghermu bir türlü bitmek bilmedi. 2 saat boyunca yürüdük ve hala Ghermu’daydık.

Yolun planladığımızdan uzun olmasına üzülmedik tabi, çünkü yol boyunca gördüğümüz manzara ve karşılaştığımız insanlar buna değdi.

Nepal yak

Manzaranın yanında bir de yolda bizi görünce hemen ellerini birleştirip göğsüne götürerek “namaşte” diyerek bizi selamlayan, gözlerinin için gülen çocuklar yok mu, ah işte onlar için değil 2 saat, 10 saat olsa bile gidilirdi o yol 🙂

100_1785

Yol kenarında bizi bekleyen bir yaşlı teyze önce yemek yemek isteyip istemediğimizi, sonra kalacak yere ihtiyacımız olup olmadığını sordu. Daha yola devam edeceğimizi söyledik. Teyzeden son gelen teklif marihuana isteyip istemediğimizdi. “Sen içiyor musun teyze?” diye sorunca sırıta sırıta “içiyorum tabi” karşılığını alınca önce şaşırdım, ama yolculuğun ilerleyen zamanlarında yol kenarlarında kendiliğinden yetişen marihuanaları görünce buralarda bu kadar normal karşılanmasına anlam verdik tabi.

Namaşteeee çocukları :)
Namaşteeee çocukları 🙂

Öğlen yemeğimiz için yine bi pazarlık yaptık. Her öğünde dal bhat yenmiyor,  3 kişi üçümüzde spagetti yersek 300 rupee olan spagettiyi 270 rupee olsun diye anlaştık. Tam çingene usulü pazarlıklarımız.

Öğle yemeği sonrası yola devam, karşımıza çıkan kocaman şelalenin önünde dinlenirken fotoğraf çekilmeyi de ihmal etmedik.

100_1806

Bugünkü yürüyüşümüzde yeni insanlarla da tanıştık. Seyahatimiz boyunca birçok yerde sanırım tekrar karşı karşıya geleceğiz.

Normalde bugünkü hedefimiz Dharapani idi, yani 23 km yürümeyi planlıyorduk ama 12 km sonunda Chamche’de durmak zorunda kaldık. Saat 5’i geçiyordu, yorgunduk.

Bulduğumuz bir misafir eviyle orada yemek yememiz kaydıyla bedava kalmak üzerine anlaştık.  Yemek için yine pazarlık yaptık tabi. Akşam yemeği 300 rupee, sabah kahvaltısına da 230 rupee ödedik. Amerikalı yürüyüşçüler kalacak yere ilk söylenen fiyatı kabul ediyor, bizim bedava kaldığımız yerde onlar 1000 rupee’ye kalıyor. Biz düşük bir bütçeyle bu yürüyüşü yapmaya çalıştığımız için elimizden geldiğince masrafları kısmaya çalışıyoruz.

img-20140610-01580

Yürüyüş sırasında taşıdığım çantam 10 kilo civarı sanırım, yedek ayakkabı, kalın mont en çok ağırlığı oluşturan ürünler.  Omuz ağrısı can sıkıyor, ama dayanılmaz boyutta değil. Asya ülkelerinin mucizevi ürünü “tiger balm”in işe yaramasını umuyorum. Domi’nin reiki seanslarının da ağrıyı azaltmakta faydası oluyor.

trekking

Yarın Dharapani’ye varırız diye düşünüyorum. Umarım 🙂

(devamı gelecek… )

1 YORUM

CEVAP VER

Please enter your comment!
Please enter your name here